2023’te manşetlere çıkan en mühim bilimsel iddialar
Bu yıl, bilimsel araştırma ve bulgu alanı daha da ilerledikçe, daha ilkin asla dile getirilmemiş bazı mühim iddialar manşetlere taşındı ve uzmanların ve bayağı insanların kafalarını kaşımasına niçin oldu.
Bu bilimsel keşiflerin bir çok, hemen hemen kanıtlanmadığı için yalnızca iddialarla sınırlıydı. Peki ya bunlar doğruysa?
Çeşitli bilimsel iddialara dalalım: Bilim Haberlerieğer doğru olacak şekilde şekillenirlerse, alanlarını sarsabilir.
Yıldırım çarpması erken yaşamı hızlandırmış olabilir
Bu yıl meydana getirilen yeni bir emek harcama, Dünya’daki erken yaşamın milyonlarca yıl ilkin meydana gelen dev volkanik patlamalar sebebiyle hızlanmış olabileceğini ve bu patlamalardan meydana gelen enkazın, atmosferde oluşan mühim oranda nitrat içerdiğini ileri sürdü.
Patlamalar şiddetli bir yıldırımı tetiklemiş, moleküler nitrojeni parçalamış, öteki elementlerle bağlanmasını ve yaşam için yararlı moleküller oluşturmasını elde etmiş olabilir.
Sadece bilim adamlarının bu iddiayı desteklemek için ilkel Dünya atmosferinin değişik kimyasal yapısını açıklamaları gerekecek.
İlk insanoğlu içinde yamyamlık
Araştırmacılar, 1,45 milyon senelik fosilleşmiş bir bacakta bulunan alet izlerinin, çağıl insanoğlunun ataları içinde yamyamlığın en eski kanıtını sağladığını iddia ediyor.
Kenya’da keşfedilen kemik üstündeki izler, isimsiz bir hominid’in başka bir hominid’in kaval kemiğinden taş bir aletle kas kesmesi tarafınca yaratılmış olabilir. Sadece bazı paleoantropologlar, birkaç kemik çentiğinin yamyamların sofra kırıntılarına eşit olmadığını öne sürüyor.
Timus bezi sıhhat için oldukça önemlidir
Sonuçta timüs erişkin sağlığı açısından önemsiz olmayabilir.
Bağışıklık sisteminin akciğerler içinde yer edinen bu organı, çocukluk döneminde en etken olduğu ve yaşlandıkça solduğu için olgunluk döneminde çoğunlukla gözden çıkarılabilir bir organ olarak görülüyor.
Sadece araştırmacılar, göğüs ameliyatı geçiren ortalama 2.000 yetişkinin dahil olduğu bir çalışmada, timus bezinin çıkarılmasının, takip eden birkaç yıl içinde kanser ve ölüm riskinin artmasıyla bağlantılı bulunduğunu buldu.
Timüsün çıkarılmasının niçin zararı olan olabileceği bilinmiyor.
Ölülerin cenazesi büyük beyinli hominidlere özgü değil
Ölüleri onurlandırmak, Homo sapiens ve Neandertaller şeklinde büyük beyinli hominidlere özgü olmayabilir.
Araştırmacılar, ilk Homosapiens’lerle nerede ise aynı zamanlarda yaşayan sadece turuncu büyüklükte bir beyne haiz olan Homo naledi’nin, cesetlerini kasıtlı olarak Cenup Afrika’daki bir yer altı mağarasına gömdüğünü iddia ediyor.
Sadece uzmanlar, gömülü olduğu iddia edilen cesetlerin mağara kuyularından düşmüş olabileceği yada suyla mağara tabanlarındaki naturel çöküntülere sürüklenmiş olabileceği sebebiyle ikna olmuş değil. Bu, insan ve Neandertal mezarlarının en eski kanıtlarından 160.000 yıl öncesine dayanıyor.


